Süleyman Demirel ve Gagauzlar
Gagauzlar için Türkiye’nin 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel çok önemli bir isim. Demirel deyince bir Gagauz’dan duyacağınız ilk cümle; “O sadece sizin babanız değil, bizimde babamız” olur.
Gagauzya’nın ilk başkanı Stephan Topal, merhum cumhurbaşkanımızın Gagauzlara desteğini şu cümlelerle anlatıyor; “Dostlarım beni kaçak yollardan Odesa’ya geçirdi. Oradan gemi ile İstanbul’a, daha sonra ise karayolu ile Ankara’ya geçerek Sayın Demirel ile görüştüm. Kendisine Gagauzların kim olduğunu ve ihtiyaçlarımızı anlattım. O günlerde çeşmelerimizden akan su çok kötüydü. Çocuklarımızın dişleri su yüzünden daha 12-14 yaşlarında iken simsiyah oluyordu. TİKA’ya verdiği talimat ile, başkent Komrat’ın su şebekesi yenilenip, arıtma tesisi çok kısa sürede hayata geçince, daha o görüşmede bu talebimizi kafasına yazdığını anladım. Sohbetimizde kendisine, Gagauzya’da 200 bin kişiyiz dedim. O ise bana ‘Hayır Topal, Gagauzlar 200 bin değil, 65 milyon 200 bin kişidir” cevabını verdi. Önce anlamadım, sonra uyandım. O günlerde Türkiye’nin nüfusu 65 milyondu. Kendisini Moldova’ya davet ederek huzurundan ayrıldım.
1994 yılında, aralarında bakanların, milletvekillerinin, işadamlarının ve sanatçıların olduğu 120 kişilik bir grupla Moldova’ya bir çıkartma yaptı.Bende Gagauzya Temsilcisi olarak oradaydım. Türkiye’nin ilk Moldova Büyükelçisi Ender Arat çok iyi bir diplomattı. Merhum Demirel kendisine; ‘Ender Bey, Moldova Dışişlerine söyle, ben Gagauzya’ya gideceğim, Çadır-Lunga’nın aşağısında benim akrabalarım yaşıyor’ diyor. Moldova yönetimi ancak uyanıyor ve Gagauzya’ya gelerek Sayın Demirel’in programını hazırlıyor. Rahmetli ve heyeti, üç günlük Moldova gezisinin bir gününü Gagauzya’ya ayırdı. O ziyarette bana; ‘Topal Bey sabrediniz, siz küçük bir halksınız, bağımsızlık size olmaz, çok kan dökülür, Türkiye sizin garantörünüz, size özerlik alacağız’ dedi. Bende düşünüyorum ve kendi kendime diyorum ki; Allah’ım, ben 4.5 yıldır burada çamurun içerisinde sürünüyorum, o da geldi ve iki günde bana diyor ki, ‘Gagauzya özerk olacak’. Aradan altı ay geçtikten sonra Moldova Parlamentosu Gagauzya’nın özerkliğini kabul edince işin aslını anladım tabi.
Sayın Demirel ziyareti sırasında korkmadan Moldovalı yöneticilerin yüzüne söyledi ‘Moldova’da Gagauzlar diye bir halk var, küçücük ama halk. Onların devletinin olması şart’ dedi. Bize çok yardım etti. Moldova’ya 35 milyon kredi verdi ve onun sayesinde biz özerkliğimizi aldık. Onun için bizim Gagauzlar diyor ki; ‘Süleyman Demirel bizim babamız’
Tabi ben sonradan öğreniyor ve anlıyorum; o dönemki Moldova Cumhurbaşkanı Mircea Snegur’a diyor ki; ‘Arkadaşım, Sayın Snegur, şunu bilmenizi isterim; Gagauzlar ilerleyen dönemde Moldova ile Türkiye arasında köprü olacak. Siz Gagauzya’ya nasıl bakarsanız, bizde Moldova’ya öyle bakacağız’ İzlediği politika bir kıl kadar ince. Ama çok güzel ve faydalı bir politika”